Aslında bir hayat öyküsü benim ki
. Derinliklerde bir yerde beslenen , ferah kokular düşleyen bir o kadarda bünyesinde barındıran .
Bir fidan
oldum diktiler beni ormanın ücra yerlerine büyüdüm adam oldum derken kestiler
en acı yerimden…..
Bu cümleler tuvalet
kağıdı olmak uğruna yola çıkan bir fidanın cümleleri olsa gerek.
Herkesin bildiği üzere tuvalet
kağıdı tüm toplumlarda önemli bir yere sahip , ömrümüzün ortalama 5 yılını tuvalette
geçirdiğimizi de düşünürsek ,tuvalet kağıdı insanlar için çok önemli . Eğer tuvalet kağıdı olmasaydı ne olurdu ? bunu
kavrayalım . Öncelikle milyonlarca ağaç kesilmezdi, binlerce tuvalet borusu
tıkanmazdı, tuvalet kağıdını takacağımız alet icat edilmezdi ,en önemlisi
tuvalet kağıdı fillerle anılmazdı.
Tuvalet kağıdı olmak ve tuvalet kağıdında fil olmak .Doğada bir ağaçsın, kesildin kağıt oldun. Fabrikada sıranı bekleyen kağıt sın ,işlen din
tuvaletlere aksesuar oldun. O da yetmedi fil oldun suyu emdin , birde yumuşacık
oldun cilde zarar vermedin. Aksilikler oldu tabi ki. Bazen tuvalet borularını tıkadın
bazen çöp kovasını doldurdun. Hep bittin
en umulmadık anda ihtiyaç duyul dun . sensiz bir haltı başaramayan insan zerrecikleri
ve seni kullanıp atan insan zerrecikleri. Aralarında far olmaksızın fütursuzca
harcadılar , çektiler ,kopardılar, kullanıp attılar.
Toplumlarda önemli bir yere sahip
olan bu icadın, hayatımıza girmesiyle bir sorun daha oluşmaya başladı . Bu da
evde nereye konacağına karar veremediğimiz, nereye koysak yakıştıramadığımız tuvalet
kağıdı sendromu.
Peki bu sendromu atlatmak için neler yaptık? – tabiî ki hiçbir
şey yapmadık.
Ücra köşelerde konuşlandırdık. Bazen
çamaşır makinesi üzerine konuşlandırdık. En saçma dolabı ona ayırdık. Sürekli
bittiği için uzak duramadık. Çok yer kapladığı için de yanımıza almak istemedik. Onun için aletler
yapıldı ama bir türlü takamadık.
Bir başka sorunda misafirliğe
gittiğin evde tuvalet kağıdı olmaması. Aman tanrım tam bir hayal kırıklığı
son derece
nezih bir gecede, misafirliğe gidilen evde herkes neşeyle sohbet etmekte,
yemekler, içkiler, her şey son derece güzel ve keyifli devam etmektedir. ev
sakinleriyle muhabbetler, hatta misafirlikte yeni tanışılan ve sohbet edilen kız
gibi pek çok olumlu ve güzel durum da bu gecenin artılarıdır.
erkek: ben boğaziçinde okuyorum.
kız: gerçekten mi? vaay...
erkek: gerçek... evet... ben böyleyim.... ama kolay bi okul. kendimi
gösteremiyorum biliyo musun...
kız: çok ilginç bir kişiliğin varmış.
erkek: evet.... çok ilgincim... ben böyleyim işte.... bi saniye müsade eder
misin?
peki ya sonra ….
- haldun amca tuvalet ne taraftaydı?
+ koridorun sonunda, sağ taraf.
tuvalete girilir. akılda işi bağlama aşamasına geldiği kız, kızın yanına geri
dönünce söylemeyi planladığı şeyler... arabamdan bahsedeyim... reina'ya gidişim
var... duman vokalistini tanıyorum de... sözlük yazarıyım... başkaaaa....
hmmm...
gibi düşünceler eşliğinde tuvalet ihtiyacı giderilir.
aynı kendine güven içerisinde önce çamaşır makinasının üstüne bakılır... allah
allah tuvalet kağıdı burda değil... yan taraftaki yerinde de yok... ufak bir
panik başlangıcı yaşansa da, karizmanın devamı adına hiç heyecanlanmadan tüm
tuvalet kontrol edilir.
dolapların kapakları açılır ve o an gelir. tuvalet kağıdı yok! işte şimdi panik
yapma sırasıdır. tuvalete bırakılan esere bakılır, mutlaka bir yol bulmalıyım
diye düşünürken,.
peki ya kız? fazla da uzun süre kalmasam iyi olur tuvalette. kız sıkılabilir.
ama karizmayı da çizdirmemeliyim diye düşünür... ve yapabileceği tek şeyi
yapmaya karar verir:
- haldun amcaaaaaaaa!
Vahim son ve hafızalardan silinmeyecek anlar tuvalet
kağıdıyla yaşanır…