6 Aralık 2011 Salı

masumiyet filmi ( yol bu !!! eğ başını yürü oğlum ...)

                                                                    Masumiyet (1997)

                           Türk sinemasına başka pencereden ışık tuttuğu kabul gören Zeki Demirkubuz, seyirciye sunduğu 8 film ile hak ederek takdir toplamış bir yönetmen, senarist, yapımcı ve oyuncudur

1986 yılında Zeki Ökten’in asistanlığını yaparak sinemaya adım atmıştır. 1994 yılından itibaren “C Blok”, “Masumiyet”, “Üçüncü Sayfa”, “İtiraf”, “Yazgı”, “Bekleme Odası”, “Kader” ve “Kıskanmak” adlı 8 sinema filmine imza atarak Türkiye ve dünyada pek çok festivallerde ödül kazanır.
                   derdini seyirciye aktarmakta güçlük çekmeyen, sadece seyircilerin daha dikkat etmesi gereken sahnelere ve diyaloglara yer verir.


Gelelim Masumiyet’e… Yönetmen-senarist-yapımcı üçlemesinde Zeki Demirkubuz olan 105 dakikalık dramın başrollerinde Derya Alabora, Haluk Bilginer ve Güven Kıraç yer alır. 34. Altın Portakal Film Festivali’nde Halk Jürisi Avni Tolunay Ödülü, en iyi kadın oyuncu ödülü (Alabora) ve en iyi yardımcı erkek oyuncu (Bilginer) ödülü; 10. Ankara Film Festivali’nde en iyi kadın (Alabora) ve en iyi erkek oyuncu (Bilginer) ödülü; 11. Adana Altın Koza Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu (Alabora), en iyi erkek oyuncu (Bilginer), en iyi yönetmen ve en iyi kurgu ödüllerini almıştır.

          Yusuf mahkumiyetinin ardından cezaevinden çıkar. Ablasını ziyaret etmek için İzmir’e gider fakat yaşadığı bir olayın tekrar su yüzüne çıkması nedeniyle oradan da ayrılmak zorunda kalır. Ucuz ve viran bir otele gider. Ne yapacak bir işi, ne de gidecek bir yeri vardır. Çaresizliğin dibine vurduğu sırada Bekir, Uğur ve çocukları Çilem ile tanışır. Bu aile Yusuf’u tekrardan hayata bağlarken, kaderini de değiştirir.



. Yaşananlar, yapılanlar, duygular açıktır, nettir. Çaresizliğin ve hatta ezikliğin içine gömülmüş Uğur, Bekir, Yusuf (ve hatta Çilem) 105 dakika boyunca sizi kendine çeker ve asla bırakmaz. Kullandıkları dil sokakta, çevrenizde ve belki sizin bile kullandığınız dille aynı sayılabilir. Bu yüzden gerçekçiliği üst seviyeye taşıyor. Anlamları ağır olan cümleler için ağdalı kelimeler yerine bu sokak ağzının tercih edilmesi ve karakterlere harika bir şekilde uyması izlenirliği keyifli hale getiriyor. Konu dram olsa da yaşananlar zaman zaman gerilime dahi sürüklüyor. Diğer yandan, asosyalliğin içinde kaybolmuş çaresiz insanların en büyük sosyallik aracı olarak televizyonu kullanması (özellikle Türk filmleri ve bu filmlere inanılıp sinirlenilmesi ya da mutlu olunması) (ki bu “Üçüncü Sayfa” filminde de çok yoğun sahnelenmiştir) size hiç tanıdık gelir mi? Buna en yakın ispat sayısız dizilerin peşinde fıldır fıldır dönen, yemek ve hatta uyku saatlerini bile dizilere göre ayarlayan bir çoğunluk olabilir mi? Kabullenmişliği bu kadar basite indirgeyen de bu sessiz çoğunluk değil midir zaten?

                 Demirkubuz, projelerinde detaylara oldukça önem veren, çaktırmadan semboller de yükleyen bir sanat adamıdır. Yusuf karakterinin otel odasındaki Yılmaz Güney posterleri, bir türlü kapanamayan kapı, karakter isimleri kafanızda çığ gibi büyüyebilir. Filmin adı da olan masumiyet her karakterde aranırken, tahmin edilenlerde var olup, diğerlerinde yok olur. Masum görünenler masum olmayanlarla birlikte kendi saflıklarını da kaybederler. Duygular, inançlar, hayranlıklar, nefretler süzgeçten tek tek geçer. Geriye kalan ise nedir???

                   
Bu kadar başarılı bir anlatım ve aktarımda kostüm, mekan, dekor ve müziklerin etkisi büyük görünüyor. Ucuz ve harap otel, Uğur’un kostümleri, ojeleri, Yusuf’un sonuna kadar iliklediği gömlek, Bekir’in sakalı abartıdan uzak duruyor. Kadronun erkek ağırlıklı olması ise Demirkubuz projelerinde çok yabancı gelmeyecek bir özelliktir. Zamanla göz de alışıyor gönül de…

                    Haluk Bilginer’in devleştiği performansına bırakın şapka çıkarmayı, oturup tekrar tekrar izlemek için fırsat kollarsınız. Ekran karşısına mıh gibi saplar sizi. Derya Alabora ile olan pek çok sahnesinde ise birbirleriyle paslaşmaları o kadar başarılı ki Demirkubuz bu ikiliyi bir filmde bir araya getirdiği için alkışı ayrıca hak ediyor. Alabora ve Bilginer’in yanında Güven Kıraç arka planda görünse bile (ki aslında bir kesim de en başarılı oyuncu olarak Kıraç'ı görüyor) oldukça tatmin edici bir canlandırmayla şaşırtıyor.



Oyuncular
- Derya Alabora ~ Uğur
- Haluk Bilginer ~ Bekir
- Güven Kıraç ~ Yusuf
- Melis Tuna - Çilem
Yapımcı
- Zeki Demirkubuz
- Nihal Koldaş
Görüntü Yönetmeni
-Ali Utku
Kurgu 
- Mevlüt Koçak
Yapım
- Mavi Filmcilik
Aldığı Ödüller 
- ‘Halk Jurisi Avni Tolunay Ödülü’34. Antalya Altın Portakal Film Festivali
‘En İyi Kadın Oyuncu’ (Derya Alabora)
‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’ (Haluk Bilginer)
- 10. Ankara Film Festivali
‘En İyi Kadın Oyuncu’ (Derya Alabora)
‘En İyi Erkek Oyuncu’ (Haluk Bilginer)
- 11. Adana Altın Koza Film Festivali
‘En İyi Kadın Oyuncu’ (Derya Alabora)
‘En İyi Erkek Oyuncu’ (Haluk Bilginer)
‘En İyi Yönetmen’ (Zeki Demirkubuz)
‘En İyi Kurgu' (Mevlüt Koçak)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder